samedi 23 avril 2022

Azov Regiment


Ukrainian Army Azov Regiment surrounded in Marioupol...


ARNO décédé à l'âge de 72 ans..



R.I.P....HOMMAGE..
" Belçika müziğinin asi ikonu Arno 72 yaşında hayatını kaybetti.
Oostende doğumlu Arno, seksenlerde TC Matic grubuyla
"Oh la la la" ve "Putain, putain" ile fırtına estirdi.
1986'da gruptan ayrılan Arno tek başına devam etti.
2019'da pankreas kanseri teşhisi kondu. Tedavi gördüğü için performanslarını askıya aldı, ancak sonunda sahneye çıkmadan yapamadığı için geri döndü.
Ve 23 Nisan 2022'de Brüksel'de öldü
#arno



YOL....


 

24 Nisan..NAZIM HIKMET şiiri



24 Nisan...
"Bakkal Karabet'in ışıkları yanmış
Affetmedi bu Ermeni vatandaş
Kürt dağlarında babasının kesilmesini
Fakat seviyor seni
Çünkü sen de affetmedin
Bu karayı sürenleri Türk halkının alnına.."
Nazım Hikmet
*****
" Les lampes de l'épicier Karabet sont allumées,
Le citoyen arménien n'a jamais pardonné
Que l'on ait égorgé son père
Sur la montagne kurde
Mais il t'aime,
Parce que, toi non plus tu n'as pas pardonné
À ceux ont marqué de cette tache noire
Le front du peuple turc ! "
Nazım Hikmet



24 Nisan..Hrant Dink


«Türkiyeliyim... Ermeniyim... İliklerime kadar da Anadoluluyum. Bir gün dahi olsa ülkemi terk edip geleceğimi "Batı" denilen o "Hazır özgürlükler cehennemi"nde kurmayı, başkalarının bedeller ödeyerek yarattıkları demokrasilere, sülük misali yamanmayı düşünmedim. Ülkem Sivas için ağlarken ağladım. Ülkem çeteleriyle boğuşurken boğuştum. Kendi kaderimi ülkemin özgürlüğünü yaratma süreciyle eşledim. Şu anda yaşayabildiğim ya da yaşayamadığım haklara da bedavadan konmadım, bedelini ödedim, hâla da ödüyorum.
Ama artık...
Birilerinin "Bizim Ermenilerimiz" pohpohlamaların­dan da, "İçimizdeki hainler" kışkırtmasından da bıktım. Normal ya da sıra­dan yurttaş olduğumu unutturan dışlanmışlıktan da, boğarcasına kucaklanılmaktan da usandım...
Ne 24 Nisanlar'da yürüyebildim, ne de atalarımın anısına anıtlar dikebil­dim. Ama ne onları o günlerde bıraktım, ne de bugünlerde taşlaştırdım. "Onları yaşamımda yaşamayı" sırtladım... Gücümün yettiğince de gelece­ğime taşıdım. Bu taşımama sekte vurmaya "Ne?" ya da "Kim?" yeltendiyse onlarla amansızca boğuştum. Ne sanıyorsunuz! Tabi ki atalarımın başı­na gelenleri biliyorum. Buna kiminiz "Katliam", kiminiz "Soykırım", kiminiz "Tehcir", kiminiz de "Trajedi" diyorsunuz.
Atalarım Anadolu diliyle "Kıyım" derdi... Ben ise "Yıkım" diyorum.
Ve biliyorum ki eğer bu yıkımlar olmasaydı, bugün benim ülkem çok daha yaşanılır, çok da imrenilir olurdu.
Yıkıma sebep olanlara da, maşa olanla­ra da lanetim bundandır. Lakin lanetim geçmişedir. Elbette tarihte olan bi­ten herşeyi öğrenmek istiyorum ama o nefret, ne menem bir rezillikse o... Onu tarihteki karanlık inine bırakıyor," "Olduğu yerde kalsın, onu tanımak istemiyorum" diyorum.
Benim geçmiş tarihimin ya da bugünkü sorunlarımın, Avrupalar'da, Amerikalar'da, kimi zaman sermaye, çoğu zaman da meze yapılması zoruma gidiyor. Bu öpmelerin ardında bir taciz, bir tecavüz seziyorum. Geleceği­mi geçmişimin içinde boğmaya çabalayan emperyalizmin, alçak hakemli­ğini, kabul etmiyorum artık.
O hakemler geçmiş çağlarda arenalarda köle gladyatörleri birbiriyle vuruş­turan, onların vuruşmasını büyük bir iştahla seyreden, sonunda da kaza­nana, yaralanın işini bitirmesi için başparmaklarıyla işaret veren diktatörle­rin ta kendileridir.
Bunun için de, bu çağda, ne bir parlamentonun hakemliğe soyunmasını kabul ediyorum, ne de bir devletin.
Gerçek hakem halklar ve onların vic­danlarıdır. Benim vicdanımda ise hiçbir devlet erkinin vicdanı, hiçbir halkın vicdanıyla boy ölçüşemez.
Benim tek isteğim canım Türkiyeli arkadaşlarımla ortak geçmişimi alabildiğine etraflıca ve de o tarihten hiç de husumet çıkarmamacasına özgürce konuşabilmek.
Bunu bir gün tüm Türklerle Ermenilerin de kendi aralarında konuşabilecekle­rine yürekten inanıyorum.
Özellikle de Türkiye ile Ermenistan'ın kendi aralarında her şeyi rahatlıkla konuşabilecekleri ve düzeltebilecekleri ve onlar konuşurken, benim ilgisiz üçüncülere dönüp "Ulan size de üç nokta düşer" diyeceğim günleri iple çekiyorum.»
Hrant Dink




Çocuk...


 

vendredi 22 avril 2022

"AK"dönüşüm...


 

23 NISAN çOCUK BAYRAMI..


 

ÇOCUKLARIMIZA NASİHAT..NAZIM HIKMET



ÇOCUKLARIMIZA NASİHAT
Hakkındır yaramazlık.
Dik duvarlara tırman
yüksek ağaçlara çık.
Usta bir kaplan
gibi kullansın elin
yerde yıldırım gibi giden bisikletini..
Ve din dersleri hocasının resmini yapan
kurşun kaleminle yık
Mızraklı İlmihalin
yeşil sarıklı iskeletini..
Sen kendi cennetini
kara toprağın üstünde kur.
Coğrafya kitabıyla sustur,
seni «Hilkati Âdem»le aldatanı..
Sen sade toprağı tanı
toprağa inan.
Ayırdetme öz anandan
toprak ananı.
Toprağı sev
anan kadar...
( Nazim Hikmet )



HRANT DINK'in "23,5 NiSAN " başlıklı yazısı..



HRANT DINK'in 23 Nisan 1996'da Agos gazetesinde çıkan
"23,5 NiSAN " başlıklı yazıs
ı
****
Sancılı on yıllardan çıkmış ulusun tarihinde çok önemli bir akgündür 23 Nisan. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" düsturunun meclis salonuna perçinlendiği gündür. Ve böyle bir günün "yaşam" denilen çocuğa ve geleceğe akıtılan mirasıdır. Türk Ulusu'nun belki de en akıllıca yaptığı öngörünün tarihidir. "Gelecek" ve " çocuk " ne de güzel buluşturulmuştur öyle. Ve de ne ustaca bir değerlendirmedir yıllar sonra 23 Nisan'ı sadece Türkiye ile sınırlı tutmayıp bütün dünyanın çocuklarıyla paylaşma düşüncesi. Türk çocuklarına da dünya çocuklarına da kutlu olsun.
Yeryüzünün dört bir yanına "savrulmuş" Ermeni Ulusu'nun tarihinde çok önemli bir karagündür 24 Nisan. Üç-beş Ermeni yan yana gelmeye görsünler. Alırlar ellerine pankartları dökülürler sokaklara hemen. Nedir bütün bunların sebebi, niçin yollara düşer bu insanlar 24 Nisan'da? Tarih, 24 Nisan 1915'in şafak vakti. Özellikle İstanbul 'daki Ermeni aydınları, yazarlar, sanatçılar, öğretmenler, avukatlar, doktorlar, mebuslar teker teker alınırlar evlerinden. Götürülürler... ve bir daha da geri dönmezler. İşte, birkaç gün sonra bütün Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde gerçekleştirilen "Tarihsel Ermeni Dramı"nın başlangıcıdır bu tarih.
Kim nasıl anlayabilir bunu bilemiyorum, ama hem Ermeni olmak, hem Türkiyeli; hem 23 Nisan'ı yaşamak bütün coşkusuyla ve ertesi günün bir parçası olmak bütün hüznüyle. Kaç insan bu ikilemi yaşıyordur şu yeryüzünde? Ne anlaması kolay ne de anlatması.
Dilerim kimse de yaşamasın bu ikilemi bir daha. 23 Nisan nasıl daha bir coşkuyla yaşanır? 24 Nisan nasıl hafızalardan sildirilir? Bütün bunlar çözümsüz sorular değil aslında. 23 Nisan bütün çocukların olacaksa eğer ben derim Ermenistanlı çocukların da olsun bir biçimiyle. Çağırın onları da bu kutlamalara. Barıştırın çocukları birbirleriyle, tanıştırın. Sadece 23 Nisan da olmasın 24 Nisan'ı da katın içine. Daha da uzasın o günler, bütün nisanı katın, bütün baharı katın. Hadi siz beceremiyorsunuz diyelim, varolan kinler engel buna. Bırakın bari dünyayı çocuklara, onlar bu işi halleder, yeter ki engel olmayın siz.
Bir başka severim 23 Nisan'ları. Hem, bizim de hanımla evlendiğimiz gündür aynı zamanda. Gerdeğe girişimiz de 23 Nisan'ı 24 Nisan'a bağlayan geceye rastlar. İlk çocuğumuza can verdiğimiz andır o.
Ne 23 ne de 24 Nisan. 23,5 Nisan'dır belki de o an.
HRANT DINK
Bir bir veya daha fazla kişi ve şunu diyen bir yazı 'HRANT DİNK' illüstrasyonu olabilir

CHARLIE CHAPLIN



Bütün çocuklar dahi'dir
her şey görünmesini sağlamaktir.
Charlie Chaplin
......
Tous les enfants ont du génie, le tout est de le faire apparaître.
Charlie Chaplin


CHE ve çocuklar


 

AZIZ NESIN..ÇOCUKLARIMA..

ÇOCUKLARIMA
Diyelim ıslık çalacaksın ıslık
Sen ıslık çalınca
Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes
Kimse çalamamalı senin gibi güzel
Örneğin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın
Senden önce kimse saymamış olmalı
Senin saydğın gibi doğru ve güzel
Hem dalgaları hem saymasını severek
De ki sinek avlıyorsun sinek ...
En usta sinek avcısı olmalısın
sinek avcıları örgütünde yerin başta
Örgüt yoksa seninle başlamalı
Say ki hiçbir işin yok da düşünüyorsun
Düşün düşünebildiğince üç boyutlu
Amma da düşünüyor diye şaşsın dünya
Sanki senden önce düşünen hiç olmamış
Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini som somut görüp şaşsınlar
Böyle bir dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler
Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum
Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz
De ki bütün işe yarayanlar
İşe yaramaz sanılanlardan çıkar
Aziz NESIN



VICTOR JARA ..çocuklar


 

LENIN ve çocuk...


"Tek ayrıcalıklı sınıf çocuklardır."
LENIN
...
"La seule classe privilégiée sont les enfants."
LENINE



jeudi 21 avril 2022

LENINE 152 yaşında !



Happy B.Day LENINE !..
LENIN ( Ле́нин ) 152YASINDA...152 ANS .
Proletaryanın Büyük Öğretmeni V.İ.Lenin
Dogum günü kutlu olsun !..( 22 Nisan 1870 )
Saygiyla,sevgiyle,özlemle...
¨¨¨¨
“Devlet var oldukça özgürlük yoktur, özgürlük var olunca
devlet olmayacaktır”
......
Tant que l'Etat existe, il n'y aura pas de liberté ;
 quand régnera la liberté, il n'y aura plus d'Etat.


"Lenin, diyorum da, Vıladimir İliç
içimde bir rahatlık
bir güven:
kendime, insanlara, toprağa
bir uçsuz bucaksız sevinç
Lenin, diyorum da Vıladimir İliç
kızıl bir gül açıyor
elmalar saçılıyor
çocuklar
ak, kara, sarı
güle oynaşa topluyor elmaları "
NAZIM Hikmet




#EarthDay ..#Dünya Günü


 

Exposée a Conversano

Özgürlük Ateşi

 

Kemal Kılıçdaroğlu'nun elektriği kesildi!





mercredi 20 avril 2022

mardi 19 avril 2022

Présidentielle 2022

débat télévisé....Macron Marine Le Pen
Cumhurbaşkanlığı 2022
televizyon tartışması





HOMMAGE a COLUCHE



"Bokun altın değerinde olacağı gün, fakirler göt deliksiz dogacak"
Coluche
.....

"Le jour où la merde vaudra de l'or, les pauvres naîtront sans trou du cul."
Coluche



lundi 18 avril 2022

Pudra Şekeri..

 

İspanya'da 2 ton 900 kg kokain ele geçirildi. 
4 Türk gözaltında..



Kesin bu bakanla fotograflari vardir...çikar bir yerlerden..


dimanche 17 avril 2022

Le pape contre la guerre

 Savaşa karşı Papa Francis



GEZi ağacı..


" Yeşilleri biraz daha arttıralım. Yeşili severim,"



TAHTEREVALLi..

 İyice görüyorum artık düzeni.

Orada, bir avuç insan oturuyor yukarıda,
aşağıda da bir çok kişi.
Ve bağırıyor yukardakiler aşağıya:
“Çıkın buraya gelin ki,
hepimiz olalım yukarıda.”
Ama iyice gözlediğinde görüyorsun,
neyin saklı olduğunu
yukardakilerle, aşağıdakiler arasında.
Bir yol gibi gözüküyor ilk bakışta.
Yol değil ama.
Bir tahta bu.
Ve şimdi görüyorsun açıkça;
Bu bir tahterevalli tahtası.
Bütün düzen bir tahterevalli aslında.
İki ucu birbirine bağımlı.
Yukardakiler durabiliyorlar orada,
sırf ötekiler durduğundan aşağıda.
Ve ancak;
aşağıdakiler, aşağıda oturduğu sürece
kalabilirler orada.
Yukarıda olamazlar çünkü,
ötekiler yerlerini bırakıp çıksalar yukarı.
Bu yüzden isterler ki;
aşağıdakiler sonsuza dek
hep orada kalsınlar.
Çıkmasınlar yukarı.
Bir de, aşağıda daha çok insan olmalı yukardakilerden.
Yoksa durmaz tahterevalli.
Tahterevalli.
Evet, bütün düzen bir tahterevalli.
Bertolt Brecht



 


Bugün Pazar
Bugün pazar. 
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. 
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün 
bu kadar benden uzak bu kadar mavi bu kadar 
geniş olduğuna şaşarak kımıldamadan durdum.
güneş ve ben...
Bahtiyarım...

Nazim Hikmet





FÊTE DE PÂQUES

 La Résurrection 





ÔRTÜLÜ ÖDENEK

 Erdoğan'ın örtülü ödenekten harcaması rekor kırdı

Erdoğan, sadece mart ayında örtülü ödenekten 788 milyon TL harcadı.



Külliye'de iftar..

Erdoğan, " sanatçı"lardan oluşan heyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.