samedi 20 août 2022

Savaş..


Bir tabiat kanunu değildir savaş,
Barışsa bir armağan gibi verilmez
insana:
Savaşa karşı
Barış için
Katillerin önüne dikilmek gerek,
" Hayır yaşayacağız!" demek.
İndirin yumruğunuzu suratlarına!
Böylece mümkün olacak savaşı önlemek.
Onlar demir çeliği elinde tutan birkaç
kişidir,
Yoktur karabasandan bir çıkarları
Dünyaya bakıp "ne küçük" derler,
Bir şeylerle yetinmezler avucunda,
Para hesap eder gibi hesaplıyorlar
bizi,
Savaş da bu hesabın ucunda.
Ürkmeyin tutmuşlar diye suyun başını:
Korkunç oyunları, davranın, bitsin.
Söz konusu olan çocuğundur, ana:
Koru onu, dikil karşılarına,
Biz milyonlarca kişi
Savaşı yener miyiz?
Bunu sen bileceksin.
Bunu biz bilecek, biz seçeceğiz.
Bir de düşün "Yok!" dediğini:
Düşün ki savaş geçmişin malı
ve barış taşıyor gelecekten.
Bertolt BRECHT


 

DÖNERDOGAN

Döne döne Dönerdogan...

 

" Dünya Lideri " ...


 

jeudi 18 août 2022

GÜNÜN KARiKATÜRÜ/Toonpool

 Uluslararasi Karikatür sitesi Toonpool'da Ismail Dogan'in karikatürü

19 Agustos günün karikatürü seçildi !..


https://www.toonpool.com/cartoons/The%20Satanic%20Verses_410920


TANYA






TANYA
18 Yaşındayken Nazilere Karşı Ayaklandığı İçin Asılan 
Koca Yürekli Kadın: 
Zoya Kosmodemyanskaya
Adım Tanya Demişti Ama Değildi.
Adı Zoya idi, Zoya "Yaşam” Demekti!
....
Naziler ona çok soru sordu. Tek bir soruya cevap verdi. 
O da adının ne olduğu sorusu idi. "Benim adım Tanya" dedi.
Nazım Hikmet'in yıllar sonra "... ve karların üstünde muzaffer gülümseyişi onun" diyerek uzunca "Tanya" şiirini yazdığı kadın.
Yakalandıktan sonra tecavüz edildi. Aşağılandı.
Ve sistematik ne varsa uygulandı ama o hiçbir şey söylemedi. Tek bir sır vermedi.
Onu dar ağacına götürdüklerinde hayatının son cümlesini söyledi:
O askerlere tek bir şey söyledi:
"Hepimizi, 190 milyon kişiyi asamazsınız!"
Ve astılar...
Adım Nadya demişti ama değildi.
Bu kadının gerçek adı "Zoya Kosmodemyanskaya" idi.
Bir partizandı.
Öldükten sonra Rusların en saygın kahramanlarından biri sayıldı.
TANYA
Zoe’ydi adı
İsmim tanya dedi onlara
(tanya;
Bursa cezaevinde karşımda resmin
Bursa cezaevinde,
Belki duymamışsındır bile bursa’nın ismini
Bursa’m yeşil ve yumuşak bir memlekettir.
Bursa cezaevinde karşımda resmin
Sene 1941 değil artık, sene 1945
Moskova kapılarında değil artık
Berlin kapılarında dövüşüyor artık seninkiler
Bizimkiler
Bütün namuslu dünyanınkiler..
Tanya;
Senin memleketini sevdiğin kadar ben de seviyorum memleketimi
Seni astılar memleketini sevdiğin için
Ben memleketimi sevdiğim için hapisteyim
Ama ben yaşıyorum
Ama sen öldün
Sen çoktan dünyada yoksun
Zaten ne kadar az kaldın orada
On sekiz senecik...
Doyamadın güneşin sıcaklığına bile...
Tanya;
Sen asılan partizan, ben hapiste şair
Sen kızım, sen yoldaşım
Resmin üstüne eğiliyor başım
Kaşların incecik, gözlerin badem gibi
Renklerini fotoğraftan anlamam mümkün değil
Fakat yazıldığına göre koyu kestaneymişler.
Bu renk gözler çok çıkar benim memleketimde de...
Tanya;
Saçların ne kadar kısa kesilmiş
Oğlum memet’inkinden farkı yok
Alnın ne kadar geniş, ay ışığı gibi
Rahatlık ve rüya veriyor insanın içine.
Yüzün ince uzun, kulakladır büyücek biraz,
Henüz çocuk boynu boynun
Henüz hiçbir erkek kolu sarılmamış anlıyor insan.
Ve püsküllü bir şey sarkıyor yakandan
Süsünü sevsinler mini mini kadın.
Arkadaşları çağırdım bakıyorlar resmine;
_tanya
Senin yaşında bir kızım var.
_tanya
Kız kardeşim senin yaşında
_tanya
Senin yaşında sevdiğim kız
Bizim memleket sıcaktır
Bizde kıslar tez kadınlaşır..
_tanya
Senin yaşında kızlarla
Okulda, fabrikada, tarlada arkadaşız
Tanya;
Sen öldün ne kadar namuslu insan öldü
Ve öldürülmekte
Ama ben,
Söylemesi ayıpmış gibi geliyor bana
Ama ben yedi yıldır kavgada
Hayatımı tehlikeye koymadan
Hapiste de olsa da yaşıyorum)
Sabah oldu tanya’yı giydirdiler
Ama çizmeleri, şapkası, gocuğu yoktu
İç etmişlerdi onları
Torbasını giydirdiler
Torbada benzin şişelesi, kibrit,
Kurşun, tuz, şeker....
Şişelesi boynuna astılar
Torbasını verdiler sırtına
Göğsüne bir de yazı yazdılar
“partizan”
Köyün meydanına kuruldu darağacı
Atlılar çekmiş kılıcı
Halka olmuş piyade askeri
Zorla seyre getirdiler köylüleri
İki sandık üst üste
İki makarna sandığı
Sandıkların üstüne yağlı urgan sallanır
Urganın ucunda ilmik
Partizan kaldırılıp çıkarıldı tahtına
Partizan
Kolları bağlı arkadan
Durdu urganın altında dimdik..
Nazlı boynuna ilmiği geçirdiler
Bir subay fotoğrafa meraklı
Bir subay elinde makine; kodak
Bir subay resim alacak
Tanya seslendi kolhozlulara ilmiğin içinden
“ _ kardeşler üzülmeyin gün yiğitlik günüdür.
Soluk aldırmayın faşistlere
Yakın, yıkın, öldürün....”
Bir alman vurdu ağzına partizanın
Genç kızın beyaz, yumuk çenesine aktı kan
Fakat askerlere dönüp devam etti partizan:
“_ biz iki yüz milyonuz
İki yüz milyon asılır mı?
Gidebilirim ben
Ama bizimkiler gelecekler
Teslim olun vakit varken...”
Kolhozlular kan ağlıyorlardı,
Cellat çekti ipi
Boğuluyor nazlı boynu kuğu kuşunun
Fakat dikildi ayaklarının ucunda partizan
Ve hayata seslendi insan
“_ kardeşler
Hoşça kalın
Kardeşler
Kavga sonuna kadar
Duyuyorum nal seslerini geliyor bizimkiler...”
Cellat bir tekme attı makarna sandıklarına
Sandıklar yuvarlandılar
Ve tanya sallandı ipin ucunda...
Nazım Hikmet Ran

mercredi 17 août 2022

Federico García Lorca


Büyük İspanyol şairi Federico Garcia Lorca
bundan 86 yıl önce, 19 Ağustos 1936'da,
Franko faşizminin kurşunlarıyla katledilmişti.



Federico García Lorca by Federico Mele

Illustration

2021
Encre de Chine

Ismail Cem Özkan kaleminden Ismail Dogan

https://www.facebook.com/photo?fbid=477782464355012&set=a.465043885628870

 

Ekmek

"Sabret Şükret"
 

mardi 16 août 2022

dimanche 14 août 2022

ERDOGAN/ESAD..


 

YASAK...




 

MAHiR CAYAN


 

Ukrayna'daki savaş..



Ukrayna'daki savaş zelensky'nin tişörtü gibidir; kokuyor !
 

Bertolt Brecht

 

                                       Ey mutsuzlar! 

Kardeşlerinizi boğazlıyorlar, göz yumuyorsunuz. 

Çığlıklar duyuluyor, ama siz susuyorsunuz. 

Aramızda dolaşıp kurbanını seçiyor zorbanın teki, 
sessiz kalırsak bize dokunmaz diyorsunuz. Bok yiyorsunuz! 
Ne tuhaf yer burası, sizler nasıl insanlarsınız! 
Haksızlık varsa bir yerde eğer ayaklanmalı insan. 
Ayaklanma olmuyorsa batsın o şehir yerin dibine. 
Yansın bitsin, kül olsun karanlıklar basmadan!
/ Bertolt Brecht



14 Ağustos 1956: Marksist oyun yazarı, yazar ve şair Bertolt Brecht'in 66. ölüm yildönümü. Faşizme ve Nazizm'e karşı kararlı durusu nedeniyle 1935'te Nazi rejimi tarafından Alman vatandaşlığından çıkarılır. Bütün eserleri Naziler tarafından yasaklanır ve yakılır.