samedi 6 novembre 2010
vendredi 5 novembre 2010
jeudi 4 novembre 2010
NEZİH DANYAL 50.YIL SERGİSİ: KARİKATÜR BİR ÖMÜR !..
NEZİH DANYAL "KARİKATÜR BİR ÖMÜR"
50.YIL KARİKATÜR SERGİSİ
4 KASIM – 30 KASIM 2010
Kokteyl: 4 Kasım 2010 Perşembe Saat: 18.00
MEDYA SANAT GALERİSİ
Üsküp Caddesi (Çevre Sokak) No:35 Zemin Kat, ÇANKAYA / ANKARA
50.YIL KARİKATÜR SERGİSİ
4 KASIM – 30 KASIM 2010
Kokteyl: 4 Kasım 2010 Perşembe Saat: 18.00
MEDYA SANAT GALERİSİ
Üsküp Caddesi (Çevre Sokak) No:35 Zemin Kat, ÇANKAYA / ANKARA
haber : www.oburmizah.com
mardi 2 novembre 2010
lundi 1 novembre 2010
Mehmet AYDOĞDU SERGI ( BRUXELLES )
« Tozların daimi dönüş yeri dağıdır »
06/11 - 28/11/2010
Açılış kokteyli, cumartesi 06 kasım - saat 15 ile 18 arası
Mehmet AYDOĞDU’nun 2008 ile 2010 yılları arasında üretmiş olduğu eserlerin küçük bir kısmı Brüksel Centre Rops sanat merkezinde sergilenecek.
06/11 - 28/11/2010
Açılış kokteyli, cumartesi 06 kasım - saat 15 ile 18 arası
Mehmet AYDOĞDU’nun 2008 ile 2010 yılları arasında üretmiş olduğu eserlerin küçük bir kısmı Brüksel Centre Rops sanat merkezinde sergilenecek.
1958 yılında Karaman’da doğan ve çocukluk yıllarından bu yana Belçika’da yaşayan sanatçı Liège şehri Güzel Sanatlar Kraliyet Akademisi ile Güzel Sanatlar Yüksek Enstitüsü St. Luc’de eğetim görmüştür. İlk kişisel sergisini 1976 yılında açan sanatçının 76 kişisel sergisi ile 200’ze yakın karma sergilerle uluslararası kariyeri devam etmektedir.
Bügüne kadar 8 ayrı retrospektif sergilerle onurlandırılan sanatçı Mehmet AYDOĞDU’nun eserleri Amerika, Almanya, Arjantin, Avustralya, Belçika, Bosna, Şili, K. Kıbrıs, Fransa, İtalya, İsrail, Japonya, Türkiye, Uruguay veya Yunanistan gibi birçok ülkelerde gösterilmiştir.
Ankara’lı yazar İbrahim KARAOĞLU 1996 yılında Belçika Liege Modern ve Çagdaş Sanatlar Müzesi’nde gerçekleşen -Bir Parsel Hafıza- adlı Mehmet AYDOĞDU sergisi kataloğu için şunları yazmıştı ; « Liege’e geldiği ilk günden beri önce sessizliğin çanı duyuluyor resimlerinde. Çıkışsız bir yalnızlığın ve ıssızlığın ortasında başlıyor herşey. Kıyısız med-cezirlerin dalga boyunca kımıldayan figürlerin içinden geçiyor sessizlik. Sonsuz, yerçekimsiz bir uzamda küçük imgelerle devinen ucube figürler, uzak düş evrenlerini çağırıyor. Ve her imge evrenin kapılarını açıyor birer birer. Sonsuzluğun anlamı yaşamın gizine beleniyor. Bozkırdan doğan ay, unutuyor suların sesini. Kendi yalnızlığını yazıyorsun hep eski künyene. Arkhen ay. O hep bir yerlerde var. Sonsuzluğu çerçeveleyen tuvallerde,
gizemli bir im. Bu imin çekimi gücüyle şekilleniyor her bir figür. Ve binlerce yıllık söylencelerin tılsımını taşıyor apoletlerinde … Bir keresinde ; « Kimsesiz cirrüs bulutlarıyla söyleşerek öğrendim konuşmayı. Gündüzleri ateş uykusunda sararan otların, geceleri eski rüzgarların ıslığıyla uyuyan tepelerin ve ay ışığıyla yıkanan bayırların yanlızlığında duyumsadım doğanın gizini » demişti bana Mehmet AYDOĞDU. Belki de bundandır resimlerindeki sonsuz bozkır yalnızlığı. Onun için durmadan büyüyor içindeki çöl. Bozkırlardaki su arayıcıları gibi sende suyunu arıyorsun resimlerinde, her şeyin su kadar temiz, gökyüzü kadar özgür olduğu bir dünyayı arıyorsun… « Hepimiz kişinin kendisinden uzaklara çekildiği o anları, kendi içine, kendine karşı büyüttüğü o meçhuliyeti ararız… » diyen ünlü fransız yazar Marguerite Duras gibi sevgili Mehmet AYDOGDU’da, sanatında bu tür yanlızlıkları ve meçhuliyetleri aramaktadır.
İbrahim KARAOĞLU, E Dergisi, Nisan 2000, Ankara
Bügüne kadar 8 ayrı retrospektif sergilerle onurlandırılan sanatçı Mehmet AYDOĞDU’nun eserleri Amerika, Almanya, Arjantin, Avustralya, Belçika, Bosna, Şili, K. Kıbrıs, Fransa, İtalya, İsrail, Japonya, Türkiye, Uruguay veya Yunanistan gibi birçok ülkelerde gösterilmiştir.
Ankara’lı yazar İbrahim KARAOĞLU 1996 yılında Belçika Liege Modern ve Çagdaş Sanatlar Müzesi’nde gerçekleşen -Bir Parsel Hafıza- adlı Mehmet AYDOĞDU sergisi kataloğu için şunları yazmıştı ; « Liege’e geldiği ilk günden beri önce sessizliğin çanı duyuluyor resimlerinde. Çıkışsız bir yalnızlığın ve ıssızlığın ortasında başlıyor herşey. Kıyısız med-cezirlerin dalga boyunca kımıldayan figürlerin içinden geçiyor sessizlik. Sonsuz, yerçekimsiz bir uzamda küçük imgelerle devinen ucube figürler, uzak düş evrenlerini çağırıyor. Ve her imge evrenin kapılarını açıyor birer birer. Sonsuzluğun anlamı yaşamın gizine beleniyor. Bozkırdan doğan ay, unutuyor suların sesini. Kendi yalnızlığını yazıyorsun hep eski künyene. Arkhen ay. O hep bir yerlerde var. Sonsuzluğu çerçeveleyen tuvallerde,
gizemli bir im. Bu imin çekimi gücüyle şekilleniyor her bir figür. Ve binlerce yıllık söylencelerin tılsımını taşıyor apoletlerinde … Bir keresinde ; « Kimsesiz cirrüs bulutlarıyla söyleşerek öğrendim konuşmayı. Gündüzleri ateş uykusunda sararan otların, geceleri eski rüzgarların ıslığıyla uyuyan tepelerin ve ay ışığıyla yıkanan bayırların yanlızlığında duyumsadım doğanın gizini » demişti bana Mehmet AYDOĞDU. Belki de bundandır resimlerindeki sonsuz bozkır yalnızlığı. Onun için durmadan büyüyor içindeki çöl. Bozkırlardaki su arayıcıları gibi sende suyunu arıyorsun resimlerinde, her şeyin su kadar temiz, gökyüzü kadar özgür olduğu bir dünyayı arıyorsun… « Hepimiz kişinin kendisinden uzaklara çekildiği o anları, kendi içine, kendine karşı büyüttüğü o meçhuliyeti ararız… » diyen ünlü fransız yazar Marguerite Duras gibi sevgili Mehmet AYDOGDU’da, sanatında bu tür yanlızlıkları ve meçhuliyetleri aramaktadır.
İbrahim KARAOĞLU, E Dergisi, Nisan 2000, Ankara
SERGI YERI: CENTRE ROPS
9, rue Brialmont B-1210 BRUXELLES / Belgique
(Gare du Nord / La Botanique)
Perşembe - Pazar günleri saat 15 ile 18 ararsı açıktır
9, rue Brialmont B-1210 BRUXELLES / Belgique
(Gare du Nord / La Botanique)
Perşembe - Pazar günleri saat 15 ile 18 ararsı açıktır
dimanche 31 octobre 2010
Inscription à :
Articles (Atom)