FOREST CEZAEVİNDE, ÖZGÜRLÜĞÜ ÇİZDİK!
İSMAİL DOĞAN
11.07.2008
Vincent, Georges, Edmundo, Abdel,...
Tutuklu ve psikiyatrik hasta hepsi.
Hapishaneye hiç girmedim desem, pek doğru olmaz, çünkü ben daha 10 yaşında iken hapishaneye girmiştim. Hem de askeri hapishane olan Selimiye kışlasına.
O soğuk demir parmaklıklar arasından babamızı görmüştük, bize el sallıyordu.
Bugün ise ikinci ziyaretim oluyordu, yıllar sonra.
Valla billa hiç bir suç işledim.. Şu karikatür aşkı uğruna nelere katlanılmaz ki !.
Evet, Adalet Bakanlığının izniyle, Brüksel Forest cezaevinde tutuklulara özgürlüğü çizdirmek için girdim hapishaneye. Tabii girer girmez anında fişleniyorsunuz aynı bir sabıkalı gibi. Ondan sonra yaka kartınızı takıp hapishanenin en loş yerlerinde dolanmaya başladık bana eşlik eden ‘’ ’’Tutuklulara moral destek kuruluşu ‘’ yetkilisiyle.
Cep telefonum alınmıştı, artık bu saatten sonra benim de özgürlüğüm kısıtlanmıştı..
Hapishanenin soğuk koridorları , tutukluların acayip sesleriyle yankılanıyordu.
Tam on tane demir kapıdan gerçerken, her açılan kapıdan gelen anahtar sesleri, kulaklarımı çınlatıyordu..
Ders vereceğim hücre sınıfa gelmiştik..biraz rahatladığımı hissettim..
Öğrencilerimin hepsi sağolsunlar ağır vaka idiler..deyim yerindeyse.
Tam sekiz tane ağır vaka tipler bir uzaylı gibi beni süzlmeye başlamışlardı ki
Birden içeriye Vincent isimli tutuklu içeri girerek ‘’ Been !..dedi. ‘’Aşk katiliyim, karım beni terk edince, kafam attı, evimi ateşe verdim » dedi.
‘’ O yaktığım ateş işte aşk ateşi idi ‘’ dedi.
Ellibeş veya altmış yaşında olan İspanyol Edmundo ise, bana ‘’ sen demokrasiye inanıyor musun » diye bomba gibi bir soru patlattı..Hop ! Ne oluyoruz ?..İpin ucu kaçıyor, bu adamlar bayağı beni etki altına almadan, hemen içlerinden birisini seçip tahtaya kaldırdım..ismi Abdel ..bana öyle aval aval bakarken hemen oracıkta tahtaya portre karikatürünü çizdim. Otoritemi de koymalıydım yani, yoksa bu adamlar ne tutuklu ne akıl hastası abi hepsi birer filozof sanki..bi dinleyin adamları bana hak vereceksiniz.
İşi ele aldıktan sonra, artık hepsi sıraya girmişti, portrelerini çizmem için..
Şaka maka adamlara çabuk ısınmaya başladım. Güzel bir ortam yakalamıştım.
Heyecan ve endişelerim kaybolmuştu..onlarında !..
Evet hapishanenin hücre sınıfında özgürdük..özgürlügü çiziyorduk hep beraber.
Bir saatliğine ders vermeye geldiğim, Forest hapishanesinde tam dört saat geçirmiştim..
Özgürce çizmenin tadını çıkarmıştık..
Çantamı hazırlayıp çıkarken, bir dahaki sefer ziyaret edeceğim diğer hapishaneyi düşünmeye başlamıstim..
http://www.binfikir.be/news/135/ARTICLE/3207/2008-07-11.html
Aucun commentaire:
Enregistrer un commentaire