jeudi 30 décembre 2010
mercredi 29 décembre 2010
lundi 27 décembre 2010
2011 AGACI by HILMI SIMSEK !..( TURKEY )
Turhan SELÇUK ,Nehar Tüblek Çiğdem Demir, Menekşe Çam , Coşkun Göle, Hicabi Demirci, Sevket Yalaz, , Ismail Dogan, Gurbuz Dogan Eksioglu Atilla Atala Sameer Alramahi, , Saadet Demir Yalçın ), Gürcan Gürsel, ZED, Hayati Boyacıoğlu Erdogan Karayel Athanasios Efthimiadis, Cemal Arığ Medi Belortaja ), Firuz Kutal ,Hilmi Şimşek
AGBIMIZ CAN DOGAN'I ANIYORUZ !..
Agbimiz, ressam
Can Dogan'in 52.dogum yildönümü..
13 Mart 2010 yilinda aramizdan da ayrilan,
agbimiz Can Dogan 27 Aralik 1958'de dogdu..
SAYGI ve SEVGIYLE ANIYORUZ !..
Bu fotograf da, vefat eden diger bir sevgili kardesimiz Cetin Dogan'in eseri önünde ve onu anma gününde çekildi...
Ressam agbimiz Can Doğan,in İsviçre’de yaşayan ağbisiÜnal DOĞAN 'in kardeşini anlatan bir konuşmasindan :
Arkadaslar !..
Burada yatan kisi kardesim Can degeri anlasilmamis güclü bir sanatcidir.
O da pek cok ressam gibi sagliginda zorluklar icinde ve kötü kosullarda yasadi.
Varsin böyle olsun.
Kardesimin cilginligi yaratici bir dünya icindi.Kendi icin pek az sey isterdi.
Biraz begeni ,biraz hosgörü...
Bunlari pek fazla bulamadan aramizdan ayrildi.
Yasaminin önemli bir bölümünde Marksizme gönül verdi. Her seyiyle ideolojisini yasadi.
Sonra hastalandi, saglik sorunlariyla karsi karsiya kaldi.
Son dönemlerinde Müslümanliga büyük ilgi gösterdi, benimsedi.
Otodidakt bir ressamdi.Bence resimleri gelecekte daha anlasilacaktir.Resime yatirim yapmak isteyen kolleksiyonculari buradan uyarmis olayim.
Cok ender insan Can in yasadigi olumsuz kosullarda ,ortamda saglam kalabilirdi.
özellikle duygulari ve beyniyle calisan ince ruhlu sanatcilar zaten öteden beri cilginliga gidip gelmislerdir.
Onun kardesim olmasi benim icin de büyük bir sansti. Tartisir, kavga eder , kizardik birbirimize bazen...Ama hep bilirdik ki ayrilmaz kardeslerdik her zaman ...
Calisma azmine hayran kalmisimdir hep...üretir cabalardi durmadan ve bol bol sigara icerdi resimlerini bana gösterirken gururla...
Keske sanatla ugrasan cevrelerden daha cok arkadasi olsaydi diye düsünürdüm hep..
Keske ben daha cok yaninda olsaydim...Bu ayrilik acisini birkac yil önce yitirdigimiz Cetin kardesim icinde cok hissettim.
Arkadaslar
mezarliklar insanlarin öte dünya ile temas yerleridir. Onun icindir ki buradan transit gecse dahi insanlar, konusmak ,islik calmak ,dua etmek aliskanligindadirlar.
Olüm kavrami insanliga ters bir kavramdir.insanlik varolusundan beri ölümsüzlüge düskündür.
Simdi Can Dogan in kabri basinda saygi durusunda diyorum ki:
Benim gibi Ateist iseniz kainatin sonsuz bosluguna bir selam yollayiniz,
Panteist iseniz onun ruhu ve diger ruhlarla konusunuz,
Monoteist yani tanrili dinlerdenseniz eger Isa, Musa ya da son peygamber Hz.Muhammed askina Fatiha okuyunuz.
ünal dogan
Agbim Can Dogan'in ölümünde yazmis oldugum bir siirim :
ÖLÜMLE DANS !
Annemi aldın kırkbeşinde…
Sɪrasıyla babamı, kardeşimi...
Ve şimdi ise abimi…
Ama sen yanıldın ölüm !
Kardeşim, 43’ündeydi henüz,
Abim ise elli iki...
Bak dostum, sen sıramı atladın !
Yanıldın sen ölüm !
Henüz kırkyedisinde olsam da...hayatımın..
Bir sağımdasın, bir solumda...
Dans ediyorsun benimle…
Ama sana söz...
Ne zaman karşıma çıkarsan çık,
Önünde dik duracağım senin...
Eğer cehenneme yolun dersen;
O kıldan ince, kılıçtan keskin, sırat köprüsünden,
Geçecegim kalemimle
Günahlarım ve sevaplarımla...
İsmail Doğan
Brüksel, 17 Mart 2010
DANSE AVEC LA MORT !
Tu as pris ma mère à ses quarante-cinq ans…
Ensuite mon père, mon frérot...
Et maintenant mon frère aîné…
Mais c’est toi qui t’es trompée !
Mon cadet n’avait que 43 ans,
Mon aîné, lui, n’avait que cinquante...
Ecoute mon amie, mon tour est passé !
Et c’est toi qui t’es trompée !
Même si je n’en suis qu’à la quarante-septième ...de ma vie...
Une fois à ma droite, une fois à ma gauche...
Tu danses avec moi…
Mais je te promets...
Le jour où tu seras en face de moi,
Je serai tout droit devant toi...
Si tu m’indiques le chemin de l’enfer;
Je passerai sur le pont Sırat, mince et aigu,
Grâce à ma plume de caricaturiste
Avec mes bons et mauvais points...
İsmail Doğan
Bruxelles, le 17 Mars 2010
Traduction en français : ( Yakup YURT )
dimanche 26 décembre 2010
samedi 25 décembre 2010
vendredi 24 décembre 2010
Pr. FAHRETTIN PETEK !..
Dünyanin en seçkin bilimadamlarindan Prof. Fahrettin Petek'i kaybettik. 24 Aralik 2010 günü Paris'te tedavi gördügü Paul Brousse Hastanesi'nde 88 yasinda hayata gözlerini yuman Petek, sadece uluslararasi üne sahip bir bilimadami degil, aynizamanda tüm ömrünü özgürlük ve sosyalizm ugrunda mücadeleye adamis örnek bir devrimciydi.
Fahrettin Petek Rumeli göçmeni bir ailenin çocugu olarak 1 Mart 1922 tarihinde İstanbul Eyüp Sultan Semti’nde doğdu. Üç yasindayken Mübadele Kanunu uyarinca babası Eczacı Avni Hilmi Bey ve annesi Nebile Hanım’la birlikte Bergama'ya taşındı. İlk ve ortaokulu Bergama’da bitirdi.
1942’de İstanbul Eczacılık Fakültesi’nde okurken sosyalist mücadeleye katilarak Türkiye Emekçi Köylü Partisi’nin kuruluşunda aktif rol oynadı. Bu okulu bitirdikten sonra babasının ölümü üzerine Bergama’da Avni Hilmi Eczanesi'nin başına geçti. Yörede sürdürdügü TEKP ve TKP'yi örgütlenme çalışmaları nedeniyle ugradigi tehdit ve baskılar üzerine siyasal sürgün olarak 1949’da Paris’e gitmek zorunda kaldi.
Esi Neriman Petek ve kizi Gaye Petek'le Paris'te çok zor sürgün kosullarinda yasayan Fahrettin Petek, siyasal mücadelesini Paris'te de Ileri Jön Türkler Örgütü ve Fransiz Komünist Partisi saflarinda sürdürürken doktorasini yapti, ardindan Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi (CNRS)'te arastirmaci olarak çalismaga basladi.
Petek ve ailesi zor sürgün kosullarinda yasamalarina ragmen daha sonra Paris'e gelen birçok siyasal sürgüne ya da sanatçiya kucak açti, yardimci oldu.
Moleküler biyoloji alaninda birçok uluslararasi kongreye tebligler sunan Prof. Petek 1985 yilinda CNRS'ten emekliye ayrilmasina ragmen bilimsel çalismalarini Vietnam, Kamboçya, Tayland gibi Uzakdoğu ülkelerinde Fransız Hükümeti ve Birleşmiş Milletler adına konferanslar vererek sürdürdü.
Petek siyasal tutumundan dolayi Türk vatandasligindan atilmis, Türkiye'yi 40 yil aradan sonra ancak 1989'da Fransiz vatandasligini aldiktan sonra tekrar görebilmisti.
Prof. Fahrettin Petek hem degerli bir bilimadami, hem de büyük bir hümanist ve özgürlük savascisi olarak daima saygiyla anilacaktir.
haber için : http://www.info-turk.be/
10 BİN EURO'YU AZ BULMUS !..
" Ferhat Kaya'nin heykeli dikilsin !...benimde.."
Günlerdir Belçika televizyonlarinda ve yerel basinda bu olay konusuluyor...
300 bin Euro bulan Ferhat Kaya, Murat Tufan ve Harun Tufan parayı polise iade edince ülke gündemine oturdu..Bazi türk kökenli politikacilar heykellerinin dikilmesini bile önerdiler..
Eskiden Dexia banka ait olan binayi satin alan bu üç vatandas, insaat çalismalari yaparken bir çelik kasa içinde yere saklanmis parayi buluyorlar..
http://binfikir.be/news/125/ARTICLE/6342/2010-12-20.html
Bu parayi da gidip "örnek vatandas olma" adina polise veriyorlar. Poliste bu parayi Dexia banka iade ediyor ve bunun karsiliginda, banka da bu vatandaslara 10.000 euro ödül veriyor..
Fakat bizim örnek vatandaslarimiz bu parayi az bulup, bulunan paranin 10% unu talep edip avukatlarina basvurmuslar.., yani 30.000 euro isteruk demisler !.( Adamlar nerede ise mahkemelik olacak yani.. ).Ayrica bu paranin da daha sonra iflas etmekte olan Brinks sirketine ait oldugu ögrenildi...
******
Açikçasi bu adam parayi geri vermekle kerizlik etmis :)) parayi geri verdigi gibi simdi ise ona verilen ödülü az buluyor..komik durum:)) dürüst olmaksa mesele, bu soguk kis günlerinde , bu parayi herkesin gözü önünde tüm evsizlere fakirlere dagitsaydi, ya da bu Noël gününde Filistin'deki yoksul çocuklara yollasaydilar daha hayirli is yapmis olurlardi..belki o zaman heykeliniz dikilirdi..
Ayrica Dexia bankanin,bu paralarla Israil'in filistin topraklarindaki kolonilerin yayilmaci politikasini finanse ettigini düsününce....
( SINIRSIZ KARIKATÜR )
jeudi 23 décembre 2010
mardi 21 décembre 2010
APPEL : EXPOSITION SUR LA PEINE DE MORT !..
ölüm cezasi uzerine cesitli calismalar yani resim, karikatur, fotograf, heykel, instalasyon...vs projeler ile bir konferans etrafinda bulusarak bir sergi düzenleniyor..bu sergide amaç insanlarin kendini sorgulamasini saglamak bu konunun etrafinda tartismayi saglamak.
Bu konuya duyarli olan ve Ilgi duyan arkadaslar da katilarak destek verebilirsiniz..
bilgi için :
Berna Gzl (artemissia2003@yahoo.fr)
lundi 20 décembre 2010
dimanche 19 décembre 2010
" CUMARTESI ANNELERI !.. FIRUZ KUTAL ( NORWAY )
samedi 18 décembre 2010
vendredi 17 décembre 2010
mercredi 15 décembre 2010
"VATANSIZ" GAZETECİ !..DOGAN ÖZGÜDEN..
Başbakan Özal diğer gazetecilerin sorularını dahi beklemeden sinirli bir şekilde "Basın toplantımız burada bitmiştir" diyerek alelacele konferans salonunu terkediyor. Salona girişte en azından bizimle selamlaşmak lütfunda bulunan Türkiye'den gelmiş meslekdaşlarımız da bize allahısmarladık demeden büyük hışımla Özal'ın ardından koşturuyor. Ve bu olaydan birkaç hafta sonra da TC Brüksel Başkonsolosluğu bizim vatandaşlıktan atıldığımıza dair bakanlar kurulu kararını iadeli taahütlü mektupla ikinci kez tebliğ ediyor.
Evet, üstümüze kondurmamak mümkün değil. Artık çifte kavrulmuş, belgeli "vatansız"larız. Nolan gibi, Sabiha Sertel gibi, Nazım Hikmet gibi, Haymatlos Rıza gibi apatridiz, haymatlosuz. Tüm bu birikimlerledir ki Brüksel’deki o çok kültürlü toplantıda ağzımdan kendiliğinden “vatansız” kelimesi çıkıyor. Toplantı sonrası Güney Garı’ndan Oostende trenine atlayıp kendimi Jacques Brel’in hırçın Kuzey Denizi sahiline atıyorum. Yüreğim kabarık, ufkun sonsuzluğunu seyrederek kumsalı arşınlarken doğudan esen soğuk rüzgar teselli edercesine alnımı okşuyor. Birden büyük ozan Tevfik Fikret’in dizesi dökülüyor dudaklarımdan:
Toprak vatanım, nev-i beşer milletim!
Belge Uluslararası Yayıncılık
fondation@info-turk.be
mardi 14 décembre 2010
dimanche 12 décembre 2010
vendredi 10 décembre 2010
jeudi 9 décembre 2010
mardi 7 décembre 2010
lundi 6 décembre 2010
dimanche 5 décembre 2010
vendredi 3 décembre 2010
jeudi 2 décembre 2010
mercredi 1 décembre 2010
mardi 30 novembre 2010
LEJYONERLER by ATILLA ATALA !..( TURKEY )
KAYA ISMAEL DOGAN !..
lundi 29 novembre 2010
"INTEGRATION-ASSIMILATION" - .EXPO !..
4. ULUSLARARASI DQ KARIKATÜR YARISMASININ ÖDÜL ALAN VE
SERGILENMEYE DEGER BULUNAN KARIKATÜRLERI
BERLIN'DEN SONRA IZMIR'DE...
BUCA KÜLTÜR MERKEZI'NDE 3 ARALIK'TA ACILACAK OLAN SERGIYE IZMIR VE CEVRESINDEKI TÜM MIZAHSEVERLERI BEKLIYORUZ.